I. Bölüm : Yazarlığa Başlangıç & Tiyatro Sevdası

[Eros]

Merhaba arkadaşlar!
Bu ilk kişisel yazım olacak. Açıkçası pek yeteneğim olduğu söylenemez ama yazı yazmayı severim. Orta okulda yazdığım kompozisyon ve hikayelerim hala aklımda.
Kendimi yazarken rahat hissettiğim alanlar genellikle sanat adına olduğu için çok ayrıntıya girmeden, sizin de beğeneceğinizi umduğum yazı ve paylaşımlar yapacağım.

İlk paylaşımım Tiyatro üzerine olsun.

Hepimiz hatırlarız, ilk okulda öğretmenlerimizin teşviki ile ailelerimizden gerekli ücreti alıp tiyatrolara giderdik. Bunlardan en ünlüsü hiç kuşkusuz Karagöz ve Hacivat'tır.



Daha önce tiyatro hakkında en ufak bir fikri olmayan "ben" perde üzerinde hareket edip konuşan figürlerin bende yarattığı şoku tahmin edersiniz. Öyle ki kendimi fazlasıyla kaptırıp gitme zamanınız geldiğin farkında olmamış ve  kısa süreliğine öğretmenim ile aramda arama kurtarma operasyonunun başlamasına neden olmuştum, neyse .

Gelelim tiyatroyu ciddiye aldığım zamanlara...

Tiyatroya olan ilgim sonucunda lise yıllarında birkaç kere tiyatro oyunlarında rol aldım. En son oynadığım rolde Kocabaş adındaki bir öküzün gövdesi olmuştum. O rolden sonra tüm tiyatro hayatım sona ermişti
Lise yıllarının sonlarına doğru izlediğim Haldun Taner'in Keşanlı Ali Destanı adlı tiyatro oyunu ile tekrar bu alan ile ilgilenmeye başladım.



Youtube'un da katkıları ile birkaç baş yapıtı da internetten izleme imkanı buldum, izlediğim tiyatrolardan bazıları  Sadık Şendil’in Kanlı Nigar eseri, "Amca Size İnsan Diyebilir miyim?" ve "Biçare Kadın" eserlerini örnek gösterebilirim.





Üniversiteyi kazandıktan sonra tiyatro kulübüne katıldım fakat gitmek nasip olmadı, o yıl da hiçbir tiyatro etkinliğine katılmadım. Geçen yıl yani 2. yılımda arkadaşım Emre'nin babasının yazdığı eser olan "57. Alay " adlı eseri izlemeye gittim. Sanırım bu kadar profesyonel bir tiyatro hiç izlememiştim. Yansıtılan duygular, ışık gölge oyunları, sahnenin güzelliği ile her şey mükemmel görünüyordu. Orada olmak gerçekten güzeldi





Bu yıl ise bölüm arkadaşlarımdan bazılarının da arasında bulunduğu Karmakarışık adı tiyatroyu izledim. Artık argo kelimeler ile komedi oluşturma anlayışının sona erdiğinin güzel bir örneğiydi, epey de güldüm.



Hayallerimden biri Kocabaş rolünden sonra tekrar bir tiyatro oyununda rol almak, bir gün gerçekteştirirsem onu da yazarım.

Evet ilk yazımın sonuna geldik. Ben yazarken çok keyif aldım. umarım siz de okurken keyif alırsınız.
Gelecek yazımda görüşmek üzere hoşçakalın.

[Berkay]

Kocabaş'ın gövdesi Ben de tiyatroyu severim ama izlemeyi. Okulun tiyatro klübünden rol teklifi geldi fakat bir dram oyunuydu. "Gülerim ben" dedim ve tiyatro hayatım başlamadan bitti.. Seni görürüz umarım oyunlarda

[Eros]

Evet gövdesi, kostümün içinde iki kişiydik
Gülme sorunu bende de var ama ayarlayabiliyorum, umarım görürsünüz.

[OmerLD]

beyendim tb fdsgd güzel hoş olmuş fdasgd  ellerine sağlık

[Eros]

Heheh Teşekkür ederim Ömercik, senden de bekliyoruz. aşljflşas

[Jon]

Çok güzel bir yazı olmuş, ellerine sağlık.

Tiyatro benim de içimde kalan şeylerden biridir ya. Benim de sadece bir deneyimim var o da orta okul 6. sınıftayken Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'i oynamıştık ve ben Prens'tim. O kadar şanslıydım ki sadece son sahnede çıkıyordum, prensese elmayı koklatıyordum (hayır neden koklatıyorum, bi zeki ben miyim? öpsene kızı. ah şu yazarlar..) ve sadece 3-5 cümle kurup Pamuk Prenses'i alıp gidiyordum. Ama güzeldi

Sen de umarım daha mutlu olduğun tiyatro oyunlarında rol alırsın. Yazılarının devamını bekliyorum!

[Eros]

Hehehe Teşekkür ederim Can, beğenmenize çok sevindim.

[Merdd]

Eline sağık baby

[Eros]

Okuduğun için teşekkürler beybi

[Hakan]

Sanat dolu bir yazı. Tiyatroya yeteneğim olup olmadığını deneme fırsatım pek olmadı ama oynamayı çok isterdim. İzlemesi de ayrı keyifli tiyatro candır.