Aykırı Bir Tiyatro Oyunu: Tavuk

tarafından Eros 30/6/2016, 23:14

Şimdi hayal etmelisiniz. Sizi ‘avangartla in your face’ tiyatro tarzının etkilerinin bulunduğu farklı bir tiyatro oyunun içine sürükleme derdindeyim. Oyunun derdi ise etrafımıza olup biten savaşlara karşı nasıl seyirci kaldığımızı bize göstermek.

Bu tiyatro oyununu koltuklarınıza rahat bir şekilde oturarak değil direk sahnede izliyorsunuz. Sahnede etrafı tahtalarla çakılmış olan bir baraka karşılıyor sizi. Bu yüzden seyirci sayısı 60 kişiyle sınırlı. Bu barakanın tahta aralıklarından izlemeye, daha doğrusu gözetlemeye koyuluyorsunuz oyunu. Yanı başımızda olan görmezden geldiğimiz savaşları izlediğimiz gibi…

Aykırı Bir Tiyatro Oyunu: Tavuk Tavuk2-1

Barakanın içinde dekor olarak sadece bir masa, bir sandalye, bir tabure ve bir org bulunmakta. Oyun ikiz olan kardeşlerin sessizce birbirlerine ve barakanın ortasında dolaşan tavuğa bakmalarıyla başlıyor. Birinci Dünya savaşı dönemi açlar ve ellerinde tek kalan şey o tavuk. Kardeşlerden biri kısa bir uğraşın sonunda tavuğu yakalıyor, diğer kardeş cebinden bıçağı çıkartıp tavuğun boynuna dayıyor. Siz tavuğun çaresizce gözkapaklarının kapandığını görüyorsunuz ama çocuk yapamıyor vazgeçiyor tavuğu kesmekten. Bir kutunun içine koyuyor tavuğu . Tam vazgeçtiler deyip rahatlayacakken kardeşlerden biri kutunun içindeki tavuğu birden hiç tereddüt etmeden kesiyor. Ellerinde kan, yüzünde o iştahlı gülümsemeyle kalıyor. Bu sırada büyükanne çıkageliyor. Yüzünde bir askerin açtığı yara, elinde birkaç patatesle.. Çocukların tavuğu kestiğini çok geçmeden anlayıp çocukları cezalandırırken bir taraftan da kutunun içindeki tavuğun tüylerini yolmaya başlıyor. Çocuklarda büyük bir iştahla büyükannelerine eşlik ediyorlar. Büyükanne içinde tavuğun olduğu kutuyu alıp çıkıyor. Biraz sonra ağlayarak elinde pişirdiği tavukla geri geliyor. Yılların vermiş olduğu bir açlık ve zevkle tavuğu hızlı bir şekilde yiyorlar. Bu sırada İkinci Dünya Savaşından bir asker barakanın kapısını çalıyor. Başta tedirgin olan aile, askerin onlara sunduğu yemek ikramlarıyla sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Asker, çocuklara nasıl insan öldürüleceğini temsili bir şekilde çocukları oynatarak anlatıyor. Böylelikle barakanın içinde; kurallarını askerin belirlediği kan, taciz, korku boyun eğmenin var olduğu sessiz bir oyun oynanmaya başlıyor. Asker sırrını onlara bağırarak açıklarken birden ışıkla ve müzikle kendimizi 90’ların atmosferinde ve savaşın içinde buluyoruz. Oyuncular soyunarak o yılların kıyafetlerine bürünüyorlar. Deli gibi dans ederlerken müzik eşliğinde asker kanla beslenen bir vampir gibidir. Ağzına döktüğü kanları barakanın her yerine püskürtür büyük bir keyifle. Kanla yapılan bir partinin seyircisiymiş gibi hissedersiniz kendinizi. Ve birden müzik durur. Oyuncular barakayı saran tahtaları sökmeye başlar. Yaklaşık bir saattir tüm olan biteni tahtaların aralığında izleyen siz ortaya çıkarsınız birden. Oysaki hemen yanı başınızda olmuştu her şey müdahale edebilecek kadar yakındınız. Asker kanlı elleriyle bütün seyircilerin tek tek elini sıkar. Kan sizin elinize de bulaşmıştır artık. Seyirci kalmak bizi masum yapmaz hepimiz suçluyuz mesajıyla biter oyun.