Eurovision Tarihine Giriş (ESC101) - Bölüm 4

[kburakcan]

Merhaba arkadaşlar. Ben Burakcan Karadağ. 15 günlük aranın ardından "Eurovision Tarihine Giriş (ESC101) - Bölüm 4" ile karşınızdayım. İşte bu bölümün hikayeleri:


İlk şarkımız İsrail'den. Yıllardır süregelen Arap-İsrail Savaşı artık Dünya'nın her tarafına sıçramış, özellikle 1972 Münih Olimpiyatları sırasında 5 Arap teröristin İsrailli sporcuların kaldığı oteli basıp 11 sporcuyu öldürmesi ile doruk noktasına ulaşmıştı. Tarihe "Münih Katliamı" adıyla geçen bu olay olimpiyatların yarıda kesilmesine sebep olmuş, çoğu ülke sporcuları korkularından evlerine dönmüştü. Bu katliam bütün Dünya'yı korkutsa da asıl korkutması gereken ülkeyi, İsrail'i korkutamamıştı. İsrail, bu katliamın yalnızca 2 ay sonrasında ilk kez Eurovision'a katılmak için başvuru yaptı. Başvuru kabul edildi, İsrail Eurovison 1973'te yerini alacaktı! Lakin bu haber medya kuruluşlarında yayılır yayılmaz Filistinlilerden tepkiler ve tehditler gecikmedi. Hatta bir Arap terörist çetesi, Eurovision için Lüksemburg'a gidecek olan delegasyona "Münih'teki gibi otellerinizde öleceksiniz." diye tehditler gönderdi. Lakin İsrail delegasyonu tehditlere boyun eğmemiş, şarkısını seçmiş ve ev sahibi Lüksemburg'un yolunu tutmuşlardı. Lüksemburg Avrupa'nın en küçük ülkelerinden birisiydi ve güvenlik konusunda gerilerdi, çünkü güvenlik birimlerine ihtiyaçları yoktu. Lakin şimdi uluslararası bir tehdit vardı ve güvenliği sağlamak zorundalardı. İsrail, sahne sırasında bilerek son sıraya bırakıldı; böylece sahnede İsrail temsilcisini öldürmeyi planlayan biri varsa belki son sıraya kadar beklemekten sıkılabilir ve öldürmekten vazgeçebilirdi. Tarih 7 Nisan 1973'ü gösterdiğinde Eurovision günü gelmiş çatmıştı. Yarışmanın yapılacağı salonun her tarafına sivil polisler ve silahlı kuvvetler yerleştirilmiş, olası bir baskına karşı önlem alınmıştı. Yarışmanın başlamasına 4-5 dakika kala yarışmanın yapılacağı salona bir anons yapıldı. Anonsta, yarışmayı canlı izleyecek olan seyircilere "Lütfen alkışlarken ayağa kalkmayın, aksi takdirde güvenlik güçleri tarafından yanlışlıkla vurulabilirsiniz." denildi. Evet, seyircilerin beğendiği bir şarkıyı ayakta alkışlaması yasaklanmıştı, hatta yarışma süresi boyunca ayağa kalkılması yasaklanmıştı! İşte böyle bir gergin ortamda Eurovision 1973 başladı. 16. sıradaki Fransa'nın şarkısı bitti ve artık nefesler tutuldu; sıra İsrail'deydi. Temsilci Ilanit sahneye çıktı, şarkısını güzelce söylemeye başladı:



Şarkı bitti ve İsrail, salondan büyük bir destek alkışı aldı. Oylama başladığında İsrail aynı desteği Avrupa'dan da görüyordu. Ve oylama sonunda İsrail 97 puanla 4. oldu! Evet, bu kadar gerginliğin, tehditin ve ilk katılımın verdiği tecrübesizliğin ardından İsrail 4. sıraya oturabilmişti. Evet, şarkı gerçekten çok güzeldi, lakin 4. olmasının şarkının kendi potansiyeli mi, yoksa Avrupa'nın hediyesi mi olduğu asla bilinemedi...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sıradaki şarkımız Birleşik Krallık'tan. Yıl 1988. Birleşik Krallık Devlet Televizyonu BBC, Eurovision'daki geleneğini bozmadı ve İrlanda'nın ev sahibi olduğu her sene gibi bu sene de azınlık milletlerden bir şarkıcı gönderdi; bu seneki talihli ise İskoçyalı Scott Fitzgerald'dı. Fitzgerald, Eurovision 1988 için yapılan ulusal finali açık ara kazanmıştı; not düşelim ki bu ulusal final Avrupa tarihinin doğrudan telefon aracılığıyla yapılan ilk halk oylamasını içeriyordu. Fitzgerald zaten Avrupa'da hatrı sayılır bir şöhrete sahipti ve Eurovision'da da "Go" adlı şarkısıyla bu şöhrete şöhret katacaktı. "Go" gerçekten çok hoş bir şarkıydı ve bütün Avrupa'da beğenildi. Scott Fitzgerald bu aşırı ilginin ardından "birinciliğini garantilemek" adına bir Avrupa turu düzenledi ve birçok ülkede tanıtımlar yaptı. Eurovision zamanı yaklaştıkça Birleşik Krallık'ın birinciliğine kesin gözüyle bakılıyor, insanlar kendi ülkelerinin hiç değilse ikinci olmaları için dua ediyorlardı. Ve vakit geldi çattı; tarih 30 Nisan 1988 olduğunda İrlanda'nın başkenti Dublin'de Eurovision macerası başladı. Birleşik Krallık sahneye 4. sırada çıkıyordu; 3. sıradaki Finlandiya'nın performansı sona erdi ve sıra gecenin "birincisi"ne geldi:



Scott Fitzgerald gerçekten muhteşem bir performans sergilemişti ve salondan tam not almıştı. Bütün performanslar sona erdiğinde herkesin aklında birincilik için sadece "Birleşik Krallık", ikincilik için ise Danimarka'nın eğlenceli şarkısı ve Lüksemburg'un genç ve tecrübesiz temsilcisi Lara Fabian'ın "Croire" adlı şarkısı vardı. Oylama başladı ve beklenildiği üzere Birleşik Krallık lider başladı ve devam etti; lakin onu sürpriz bir ülke takip ediyordu; İsviçre. Evet, Celine Dion adlı henüz 20 yaşındaki bir kız, "Ne Partez Pas Sans Moi" adlı şarkısıyla iyi bir performans çıkarmıştı lakin kimse ilk 3 adayı olarak düşünmüyordu. Ve ne olursa olsun İsviçre, Birleşik Krallık'a rakip olamazdı. Oylamada son 3 ülke kaldığında Birleşik Krallık 133 puanla liderdi; onun peşinden 118 puanla İsviçre takip ediyordu. Danimarka ve Lüksemburg ise 100 puanı geçememişler, yarıştan kopmuşlardı. Oylama sırası Fransa'daydı; Fransa Birleşik Krallık'a puan vermezken İsviçre'ye de sadece 1 puan vermişti. Sıradaki ülke Portekiz ise Birleşik Krallık'a 3; İsviçre'ye ise 12 puan vermiş ve iki ülke arasındaki farkı sadece 5 puana indirmişti. Ve artık son ülke Yugoslavya'ya sıra geldiğinde nefesler tutuldu ve Green Room'daki bütün kameralar Scott Fitzgerald'ın etrafına toplanıp beklemeye başladı. Yugoslavya puanları tek tek geliyordu; derken 6 puan İsviçre'ye gitti! İsviçre, Birleşik Krallık'ın yalnızca 1 puanla önüne geçmişti. Herkes korktu, lakin Birleşik Krallık'a mutlaka daha yüksek bir puan gelecekti. 7,8 ve 10 puanlar okundu lakin Birleşik Krallık ismi duyulmamıştı. Derken, "And finally, 12 points go to... France" sesi geldi ve salondaki herkes şaşkınlıkla yere yığıldı. Birleşik Krallık kaybetmişti; üstelik yalnızca 1 puanla. Birinci ise İsviçre'nin Kanada'da bulup çıkartıp Eurovision sahnesine koyduğu Celine Dion adlı genç kız olmuştu. Herkes şaşkındı, lakin bu sürpriz, Dünya'ya bir süperstar kazandırmıştı. Scott Fitzgerald ise o anları "Sadece ağlamak istiyordum. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Hayatımda hiç o kadar üzüntülü olmamıştım." diyerek anlatmıştı...

[Yazar notu: Bana göre Eurovision tarihindeki en iyi şarkıdır. Çok seviyorum bu şarkıyı. ]

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bölümümüzün sıradaki şarkısı Avusturya'dan. Yıl 2003. Avusturya, Eurovision için harıl harıl temsilci düşünürken bir isim kendini ortaya attı: ülkenin en ünlü komedyeni Alf Poier! Alf Poier gerçekten de '90lardan beri stand-up gösterileri yapan birisiydi ve Avusturya'nın en ünlü komedyeniydi; Avusturya'nın Cem Yılmaz'ı desek garip olmaz. Evet, Alf Poier Eurovision'a gitmek istediğini söyledi! Alf Poier'in bu teklifi Avusturya Devlet Televizyonu ORF tarafından şaşkınlıkla karşılandı ve şaka zannedildi. Lakin Poier ciddiydi, Eurovision'da ülkesini temsil etmek istiyordu! ORF, bunun ilginç bir tecrübe olacağını düşündü ve Poier'i Eurovision için görevlendirdi! Poier hemen hazırlıklara başladı ve Eurovision için "Weil Der Mensch Zahlt" adlı şarkısı kendisi besteledi ve yazdı. Şarkı eğlenceliydi, bir komedyenden beklenen bir şarkıydı. Halk da gerçekten çok sevmişti. Lakin Avrupa aynı şeyi düşünmüyordu. Avusturya'nın Eurovision ile açık açık dalga geçmesi ve bir komedyeni temsilci olarak göndermesi Avrupa çapında büyük tepkiyle karşılandı. Bu kadar tepki beklemeyen Alf Poier ise karşı atağa geçti ve Eurovision hakkında aşağılayıcı demeçler verdi. Bir ropörtajında "Eurovision kötülüklerle ve hilelerle dolu. Bunu hepiniz görüyorsunuz. Eğer ben birinci olursam kameraların önünde birincilik ödülünü yere atıp paramparça edeceğim. Eurovision'a katılma amacım sadece bu." dedi. Bu açıklamaların ardından diğer ülkelerin nezdinde iyice geri kalan Avusturya, bahislerde de 1'e 100 oranla sonuncu olarak gösterildi. Bu atmosfer içinde Eurovision günü geldi çattı. Avusturya sahneye 2. sırada çıkacaktı. 1. sıradaki İzlanda'nın şarkısı bitti ve artık sahne Alf Poier'indi:



Salondaki seyirciler şarkıya baştan sona kadar alkışlarıyla eşlik ettiler, herkes çok eğleniyordu; sahnedeki Alf Poier de öyle! Performans bitti ve salon alkışlarla yıkıldı! Herkes performanstan çok keyif almıştı. Acaba Avusturya bir sürpriz mi yapacaktı??? Performanslar bitti, oylama başladı. Oylarını veren ilk ülke olan İzlanda'dan Avusturya'ya giden 10 puan, bütün Avusturya destekçilerini umutlandırdı. Daha sonra Türkiye'den 6, Bosna Hersek'ten 5 diye diye Avusturya toplam 101 puanla 6. oldu! Avusturya bu şarkıyla sürpriz olarak çok iyi bir sonuç almıştı; lakin Alf Poier bu sonuçtan memnun değildi. Avusturya Devlet Televizyonu ORF ile Green Room'dan canlı olarak yaptıkları ropörtajda Poier "Bu kadar düşük bir dereceyi beklemiyordum. Hakkım yenildi." dedi. Daha sonra ise BBC'nin Green Room'dan bir canlı yayın yaptığı sırada Poier kameranın arkasına geçip "Bu yarışmadan nefret ediyorum! Bu yarışmayı s..eyim." diye bağırdı! Bütün Birleşik Krallık canlı yayında bu küfürü ve serzenişi duymuştu. Alf Poier Eurovision'a öyle hakaretler etmişti ki kalbi temiz olsa gerek, Avusturya bu 6.lığın ardından tam 4 kez yarı finalde elendi, finale çıktıklarında ise 18.likten yüksek bir derece alamadı. Bu uğursuzluğu anca 2014 yılında Conchita kıracak; lakin bir sene sonra Avusturya 0 puanla sonuncu olarak bedduanın etkisine geri dönecekti...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sıradaki şarkımız yine Birleşik Krallık'tan. Yıl 2003. Irak'ta Saddam Hüseyin yönetimi 24 yıldır sürüyordu ve uluslararası medyaya her gün Irak'tan yeni bir katliam haberi geliyordu. Bu gidişata dayanamayan dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Irak'a "demokrasi götürmek" için harekete geçmeye karar verdi. Lakin bunu tek başına yapmak istemeyen ABD, Birleşik Krallık'tan yardım istedi. Dönemin Birleşik Krallık başbakanı Tony Blair, ülkede gitgide gücünü kaybediyor, halk nezdinde geri planda kalıyordu; ve bu gücünü tekrar kazanmak için gelen bu fırsatı geri tepmek istemedi. İngiliz medyası ve Avrupa Birliği Blair'e bu işgale katılmaması için oldukça baskı yaptı, fakat Blair ya Irak'ın işgaline katılacak, ya da bir sonraki seçimde koltuğunu devredecekti. Birinci tercihi seçti ve ABD ile beraber Irak'ı işgal etmeye karar verdi. 20 Mart 2003 yılında ABD ve Birleşik Krallık kuvvetleri Irak'a çıkartma yaptı. Bu sırada ise BBC, ulusal final ile Eurovision temsilcisini seçmiş, Jemini'nin "Cry Baby" adlı şarkısı Eurovision'da Birleşik Krallık'ı temsil hakkı kazanmıştı. "Cry Baby" ciddi anlamda çok güzel bir şarkıydı ve Avrupa çapında oldukça ilgi gördü. Favorilerden olarak gösterilmese de ilk 10 adaylarındandı. Tarih 24 Mayıs 2003'e geldiğinde Eurovision vakti geldi çattı. Birleşik Krallık sahneye 15. sırada çıkıyordu. 14. sıradaki Hollanda'nın performansı bitti ve artık sıra Birleşik Krallık'taydı. Oldukça büyük bir destek ve alkışla performans başladı:



Performans bittiğinde salon yıkılıyordu! Jemini gerçekten oldukça güzel bir performans sergilemişti. Artık ilk 10 kesinlikle cepteydi. Oylama başladı, herkes heyecanla gelecek puanları bekliyordu. Bir ülke geçti, iki, üç, dört ülke geçti; Birleşik Krallık'a hiç puan gelmemişti. Gittikçe tüm ülkeler puan alıyor, fakat Birleşik Krallık yarıştan iyice geri kalıyordu. 15, 16, 17 ülke geçti, Birleşik Krallık hala hiç puan alamamıştı. Jemini Green Room'da, Birleşik Krallık halkı televizyonlarının başında ecel terleri döküyordu. Derken, 24, 25, 26 ülke geçti, oylama bitti; ve Birleşik Krallık hiç ama hiç puan alamamıştı... Evet, Birleşik Krallık Eurovision tarihinde ilk kez 0 puanla sonuncu olmuştu. BBC'den canlı yayınlanan Eurovision'un efsane sunucusu Terry Wogan canlı yayında açıkça Başbakan Tony Blair'i hedef alarak "İşte Irak işgalinin sonucu." dedi ve yayını kesti. Jemini grubu Green Room'da yığılıp kalmıştı, asla konuşmuyorlardı. Yarışma bitti, ikili soyunma odasına gitti. Tam içeri girip kapıyı kapatmalarının ardından İngiliz Eurovisionseverler soyunma odasını basmaya çalıştı ve kapıları yumrukladılar! Jemini'dan 0 puanın hesabını sormak istiyorlardı. Genç ikili korkmuş ve çaresizce ağlamaya başlamışlardı. Olayın üzerinden birkaç saat geçti, BBC ropörtaj için Jemini grubunun yanına geldi. Grubun kız üyesi Gemma Abbey, ropörtajda "Sabotaja uğradık. Performans sırasında takip etmemiz gereken monitörler çalışmadı ve kulaklıklarımızdan ses gelmedi. Tamamen kendi imkanlarımızla performansımızı gerçekleştirmeye çalıştık. Lakin sonuç bu olmamalıydı, üzgünüz." dedi. Ülkeye döndükten sonra Jemini eleştiri oklarından kurtulamadı, hatta albüm şirketi anlaşmayı iptal etti ve albüm piyasaya sürülmedi. Jemini, Birleşik Krallık'ın Eurovision tarihine bir kara leke olarak çakılmış; grup üyelerini müzik kariyerlerini noktamış, toplumdan dışlanmış ve bir giyim mağazasında çalışarak hayatlarını sürdürmek zorunda kalmışlardı...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bölümümüzün son şarkısı ise Ukrayna'dan. 2003 yılında ilk kez Eurovision'a katılan Ukrayna, 2004 yılında Ruslana'nın "Wild Dances" şarkısıyla birinci oldu ve yarışmayı Kiev'e götürdü. Ev sahipliği için harıl harıl hazırlanan Ukrayna, aynı zamanda bir de cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyordu. Ekim 2004'te Ukrayna halkı sandığa gitti ve sandıktan Viktor Yanukoviç galip çıktı. Lakin seçimde hile iddiaları hızla yayılıyordu. Diğer aday Viktor Yuşenko itiraz etti, lakin itiraz kabul edilmedi. Bunun üzerine Yuşenko destekçisi insanlar meydanlara çıkıp seçim sonucunu protesto etti. Bu protestolar büyüdü, ülke çapına yayıldı ve bir devrime dönüştü! "Turuncu Devrim" adıyla tarihe geçen bu devrim sonucunda seçimin sonucu değiştirildi, Yuşenko %51 oyla galip ilan edildi ve Cumhurbaşkanı oldu. Yulia Timoşenko ise başbakanlık koltuğuna oturdu. Avrupa'nın ve Dünya'nın gözü önünde yapılan bu devrim Ukrayna'da günlerce, haftalarca kutlamalara sebep oldu. Bu devrimin ardından tekrar Eurovision ev sahipliği için çalışan Ukrayna, bir de ev sahipliğine yakışır bir şarkı bulmak zorundaydı. Şubat 2005'te ulusal final düzenleyen Ukrayna'da iki şarkı ön plandaydı, birisi süperstar Ani Lorak'ın "A Little Shot Of Love" adlı şarkısı, bir diğeri ise Turuncu Devrim'e övgüler yağdıran ve hükümetin de desteklediği iddia edilen GreenJolly'nin "Razom Nas Bahato" adlı şarkısı. Her ne kadar çoğunluk Ani Lorak'ın kazanacağını beklese de sonuç farklı oldu; devrimin sembol şarkısı Razom Nas Bahato 300 puan farkla Ani Lorak'ı ezerek Ukrayna'yı evinde temsil hakkı kazandı. Bu galibiyetin ardından hükümetin sonuçlara müdahil olduğunu iddia edenler oldu, lakin sonuç değişmedi. Ukrayna, evinde tüm Avrupa'ya Turuncu Devrim'i haykıracaktı! Lakin bir sıkıntı vardı, şarkıda açıkça Cumhurbaşkanı Yuşenko ve Başbakan Timoşenko'ya isimleriyle övgüler yağdırılıyor, "Bizim liderlerimiz, bizim başkanlarımız" diye iltifat ediliyordu. Avrupa Yayın Birliği, şarkının siyasi propaganda içerdiğini ve değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. Ukrayna başta buna itiraz etti, çünkü devrimi tüm Avrupa'ya duyurmak istiyorlardı. Lakin uzun ısrarlar sonucunda şarkı tamamen değiştirilmese bile Yuşenko ve Timoşenko isimleri çıkartıldı. Şarkı hala bir siyasi propaganda bombasıydı lakin EBU buna da şükretmişti. Takvimler 21 Mayıs 2005'i gösterdiğinde Eurovision final günü gelmişti. Salon hıncahınç doluydu. Ve ev sahibi Ukrayna, 16. sırada büyük alkışlar içinde performansına başladı:



Tüm salon çıldırıyordu! Devrim, tüm Avrupa'ya yayılmış, reklamı yapılmıştı. Lakin EBU yöneticileri ecel terleri döküyordu. Sahnede zincirler kırılmış, ince montunun içine sakladığı Che Guevara tişörtünü açan solist resmen Sosyalizm propagandası yapmıştı. Ayrıca EBU'ya isimlerin çıkartıldığı bildirilmesine rağmen sahnede "Timoşenko" ismi geçirilmiş ve performans tam bir siyasi şova dönmüştü. Lakin artık olan olmuştu; ev sahibi Ukrayna evinde şovunu yapmıştı ve EBU engel olamamıştı. Şarkı ise Avrupa'dan beklenen ilgiyi görememişti, ve sadece komşu Polonya'nın verdiği destek 12'siyle beraber 30 puanla 16. sırayı almıştı...



Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Yorumlarınızı ve olumlu/olumsuz eleştirilerinizi bekliyorum. Haftaya görüşmek üzere.

[Onur]

Hepsi çok güzel olmuş. Zevkle okudum. Ellerine sağlık.

[kburakcan]

Hepsi çok güzel olmuş. Zevkle okudum. Ellerine sağlık.

Beğenmene sevindim Çok teşekkürler

[Agartha]

O kadar zevkle okuyorum ki bunları...Çok güzel bir iş çıkarıyorsun.Özellikle bu siyasi olaylar ile ilişkilendirip vermen çok hoşuma gidiyor.Böyle devamm

[kburakcan]

O kadar zevkle okuyorum ki bunları...Çok güzel bir iş çıkarıyorsun.Özellikle bu siyasi olaylar ile ilişkilendirip vermen çok hoşuma gidiyor.Böyle devamm

Çok teşekkürler, benim için bir mutluluk Sizler zevkle okudukça ben devam edeceğim umarım

[elayz]

Yazını özlemişim valla Burakcan
İsrail olayında ayakta alkışlamanın yasak olduğunu bilmiyordum sayende bunu öğrenmiş oldum. O yıl İsrail'in son sırada çıkması olayı güzel düşünülmüş bir olay İlanit benim de sevdiğim bir isim hatta yarıştırmıştımda şarkısı da güzeldi ama sanki Avrupa destek mi vermiş acaba bilemedim şuan o yılın şarkılarını anımsayamadım :/
98 Birleşik Krallık için tam bir hayal kırıklığı oldu cidden ama Celine Dion iyi ki yarışmaya katılmış kazanmış ve kendisini de tanımış oldum ben çok seviyorum
2003 yılı sürprizli bir yıldı ve hele ki o oylaması tam kalp krizi geçirmelik cinstendi geçen gece izledim hatta sanki o yıl Avusturya dalga geçmiş gibi geliyor hala bana o temsilcilerinin açıklamaları yersiz cidden EBU2nun yerinde olsam kesin ceza keserdim yarışmayı aşağılamaktan ki bence hala Alf akıllarına geliyor ve cezalandırılıyor gerek YF'den elenmeyle olsun gerekse 0 puan olsun tek şeytanın bacağını kıran Conchita oldu o da illücü galiba
2004'te Ukrayna ulusal finalinde kesin hile yaptı her ne kadar inkar etseler de bana pek inandırıcı gelmedi açıkçası ve kural ihlali yine çok mu acımasızım yanlış mı düşünüyorum lütfen düzeltin bence ceza uygulanabilecek durum bence gerçi herhangi bir ceza verildi mi bilgm yok açıkçası olmamışsa da keşke olsaymış
Emeğine sağlık keyifle okudum yeni yazını merakla bekleyeceğim

[kburakcan]

@elayz Ukrayna'nın sahnede yaptıkları kesinlikle kural ihlali; lakin EBU Ukrayna'ya ev sahibi olması sebebiyle bu ihlallerden ötürü ceza uygulamadı/uygulayamadı

Çok teşekkürler okuduğun ve uzuuuunca yorumladığın için; ben de yorumlarınızı büyük keyifle okuyorum

[elayz]

Anladıımm ne demek zevkti benim için ben de teşekkür ederim bilgilendirmen için @kburakcan

[Parthenios]

Yine çok çok güzel bir yazı en yakın zamanda hepsini ayrı ayrı yorumlayacağım. Eline emeğine sağlık

[kburakcan]

Yine çok çok güzel bir yazı en yakın zamanda hepsini ayrı ayrı yorumlayacağım. Eline emeğine sağlık

Çok çok teşekkürler