En Bilinen Türk Heykeltıraşlar ve Eserleri

[Eros]

Hadi Bara

1906 yılında doğan Ali Hadi Bara, heykel öğrenimine Sanayi-i Nefise Mektebinde başladı. Ardından 1927’de gittiği Paris’te Académie Julian, Bouchard ve Landowsky gibi önemli atölyelerde çalıştı. Paris’te non-figürütif çalışmalardan etkilendi. 1950’den sonra lama, saç ve çubuklar gibi farklı materyaller kullanarak katı cisimciliğin aşılmasında etkili olmuş, Türk heykelciliğine yeni bakış açıları sunmuştur. İstanbul Beşiktaş’taki ‘Barbaros Anıtı’, günlük hayatta karşımıza çıkabilecek en bilinen eserlerindendir.

Zühtü Müridoğlu

Sanat öğrenimine 1924’te Sanayi-i Nefise Mektebi Resim Bölümünde başladı. 1928’de Paris’te Colarossi Akademisine girdi. Türkiye’ye geri döndüğünde ise Hadi Bara ile birlikte emekli olana dek heykel atölyesinde çalışmalarına devam etti(1950-55). 1950’den sonra geometrik-soyut çalışmalarına ağırlık vererek bu anlayışın Türkiye öncülerinden oldu. “Bilinmeyen Siyasi Esir” adlı eseri Londra Çağdaş Sanatçılar Enstitüsü tarafından düzenlenen uluslararası heykel yarışmasında ödüle layık görüldü.  Eserlerinde taş, ahşap, alçı, bakır, demir gibi farklı malzemeler kulandı. Anıt heykelleri arasında Anıtkabir’in büyük merdivenin batı yanındaki kabartma, Büyükada’daki “****** Anıtı” , Muş’taki “****** Anıtı” bulunmaktadır.

Sabiha Bengütaş

Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı olan Sabiha Bengütaş, birçok önemli kişinin heykel ve büstlerini yaptı.( ******, İsmet İnönü, Abdülhak Hâmid, Ahmet Hâşim, Nâmık İsmail, Bedia Muvahhit, Prof. Dr. Âkil Muhtar, Hakkı Şinasi Paşa, Ali Fuat Paşa). Sanat öğrenimine Sanayi-i Nefise Mektebinin Resim Bölümünde başladı. Daha sonra bölüm değiştirerek, heykel bölümündeki üç erkek öğrenci arasına ilk kız öğrenci olarak katıldı. Roma Güzel Sanatlar Akademisinde Prof. Luppi atölyesinde çalışmalar yaptı.  ******’ün büyük, üniformalı heykeli dünyanın en değerli mermerleri olan Carra mermerindendir ve günümüzde Çankaya Köşkünün bahçesinde bulunmaktadır.

Emel Vardar

Sanat Eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Atölyelerinde alan Vardar, eserlerinde “güzelliğin” peşinde olduğunu vurguluyor. Sadelikten yana olan sanatçı eserlerinde kadınların fiziksel güzelliğinin dışında iç güzelliğini farklı malzemeler ve teknikler kullanarak yansıtıyor.

Ayşe Erkmen

Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümünde öğrenimine başladı. 1998-1999 yılları arasında Arnold Bode Profesörü olarak Kassel Sanat Akademisinde, 2000-2007 yılları arasında da öğretim görevlisi olarak Frankfurt Staedelschule’de dersler verdi. Erkmen, Venedik 54. Uluslararası Sanat Sergisi’nde Türkiye’yi temsil etmiştir.

Mehmet Aksoy

Sanat hayatı 1960 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde başladı. Daha sonra ise heykel bölümüne geçti ve 1961-1967 yılları arasında Prof. Şadi Çalık Atölyesinde öğrenimine devam etti. Mehmet Aksoy,  Türkiye’nin en büyük anıtı “İnsanlık Abidesi” projesinin de sahibidir.

İlhan Koman

1941 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine girdi ve 1 yıl sona tahmin ettiğimiz üzere o da heykel bölümüne geçti. Belling’in öğrencisi olarak mezun oldu. Dikkat çeken yaratıcılığı ile Fransa’da Academie Julian ve l’Ecole du Louvre gibi önemli akademilere girdi. İlk sergisini Paris’te açan Koman, İstanbul hasreti ağır basınca 1958’de Türkiye’ye geri döndü ve İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde dersler vermeye başladı. Bilim ve sanatı bir araya getiren sanatçı, Türkiye’nin Da Vinci’si olarak da bilinir.

Füsun Onur

1957’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde sanat eğitimi başladı. Hocaları Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu gibi o da bir süre sonra soyut çalışmalara yönelecekti. Çağdaş Sanat’ın önemli isimlerinden Füsun Onur, 80’li yılların başı itibariyle mekan kavramıyla yakından ilgilenmeye başlar ve yerleştirme disiplinini geliştiren atılımlarda bulunur. Birçok tanıdık malzemeye ve nesneye eserlerinde yer verir.

Kuzgun Acar

1948’de İstanbul Güzel Sanatlar Fakültesinde sanat öğrenimine başladı. Prof. Rudolf Belling, Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu gibi ustaların öğrencisi oldu. Eserlerini üretirken Bara’nın sanat anlayışına yakın bir yol izledi. Demir, çivi ve tel kullanarak şiirsel bir yansıma yarattığı eserleri ile bilinir. 1961 yılında çivilerden oluşan eseri Paris Bienali’nde birinci oldu. Kimi eserlerinin tartışılıp depolara kapatılması Acar’ın Türk heykelciliğinin önemli isimleri arasında anılmasına engel olamadı.

[Onur]

Mehmet aksoy bizim hoca ya, kardiyolog

[Jon]

bunlar hep genel kültür
ilhan koman'ın eseri çok hoşuma gitti.