Atina'da Gezilecek Yerler: Akropolis

[Eros]

Antik Yunan Medeniyeti’nin başkenti olan Atina’da gezilerin başlangıç noktası 5. yüzyıldan kalma dünyaca ünlü Akropolis’tir. Çok başarılı mimari yapılara sahip olan Atina’nın göz bebeği Akropol, milyonların ilgisini çeker ve görenleri hikayeleriyle kendine hayran bırakır. Atina’nın tam merkezinde ve  90 metre yüksekliğinde kayalık tepeye kurulmuştur. En eski dönemlerden beri kale ve tapınak olarak kullanılıyordu.



Atina’nın hemen her yerinden Akropolis’in tapınakları görülebilir. Günün her saati farklı renklere bürünür. Özellikle geceleri ışıklandırmasıyla göz kamaştıran bu yapı Yunan mimarisinin en önemli örneklerindendir. İsmi Yunanca’da akro “yüksekte olan” ve polis “şehir” anlamına gelen kelimelerin birleşiminden oluşmuştur.
Antik Yunan’da önemli olan ilk olarak tanrıların oturacağı yerin yapılmasıydı. Bu amaçla ilk önce akropoller yapılırdı. Bu akropolün yüksekte olması hem askeri hem dini açıdan önemliydi. Mitolojiye göre şehrin koruyucu tanrısını seçmek için halk karşısında bir yarışma düzenlenir. Poseidon ve Athena arasında bir çekişme olur.Deniz tanrısı Poseidon, asasını yere vurur ve yerden içinden sular fışkıran bir çeşme çıkar.Poseidon koruyucu tanrı olduğuna inanır ama halk sudan içince suyun tuzlu olduğunu anlar ve onu koruyucu tanrı olarak seçmez. Daha sonra Athena asasını yere vurur ve bir zeytin ağacı çıkar. Zeytinleri yiyen halk Athena’yı koruyucu tanrı olarak seçer ve zeytin dalı barışın simgesi olur.Şehrin isminin de buradan geldiği söylenir.



Buradaki yapıların en ünlüsü Parthenon’dur. Atinalılar tarafından koruyucu tanrı Athena adına yapılmıştır. Dev sütunlarla çevrili dikdörtgen bir yapıdır. Dor düzenindeki sütunlar yukarıya doğru daralır.Basamaklı bir girişi vardır ve yapı tümüyle mermerdir. Dönemin savaşlarından korunması için bir çok hazine burada saklanmıştır.Günümüzde bütün sütunları ayakta kalmamıştır. Döneminde 6 yılda inşa edilmiştir.Athena’nın dev bir heykeli ile tapınağın üçgen alınlığında (çatı) Athena ve Poseidon yarışmasının hikayeleri bulunur.Hristiyanlarla birlikte kiliseye çevrilmiş, Osmanlı’nın fethinden sonra da camiye çevrilmiştir. Osmanlı burayı savaşlarda cephanelik olarak kullanmıştır. Bunun sonucunda olan bir patlamayla yapı çok tahrip olmuştur. Restorasyon çalışmaları 1975 yılından beri sürmektedir.




Erechteion Tapınağı Poseidon ve Athena için yapılmıştır. Yarışmanın yapıldığı alandır bu yüzden tapınağın yanında Athena’nın yaptığı ağacı simgeleyen bir zeytin ağacı sürekli olarak bulunur. Bizans döneminde kilise, Osmanlı döneminde konut olarak kullanıldı.



Diğer bir tapınak ise Zafer Tanrısı Nike’ye adanmıştır. Atina’nın Pers’e karşı olan savaşı kazanmasının ardından yapılmış. Günümüze çok tahrip olarak gelmiş restorasyon çalışmaları ile güzel bir hale bürünmüş yapıdır.



Odeon of Herodos Atticus ise Akropolis’in en büyük tiyatrosu. Günümüze kadar ulaşmayı başarmış bir yapıdır.Odeon terimi buradan gelir. Günümüzde çeşitli konserler burada yapılır.



Dionysos Tiyatrosu ise 18. yüzyılda çıkarılmıştır.İlk dramalar burada yapılmıştır.



Propylaea, Akropolis’in giriş kapısıdır.Günümüze çok fazla bir şey kalamamıştır. Berlin’de Brandenburg kapısı birebir kopyası olarak tasarlanmış.



Akropolisten çıkarılan heykeller ve eşyalar girişinde yer alan Akropolis müzesinde sergilenmektedir. Akropolis Unesco tarafından korunmaktadır. Atina’ya giden herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken muhteşem bir yer.

[elayz]

Harika eserler muhteşem yerler Antik Yunan çok ilgi çekici benim açımdan inşallah oraları da görmek nasip olur emeğine sağlık

[Merdd]

Bu konu çok güzel olmuş, yazın arkadaşımla yapmayı planladığımız İnterrail planının ilk ayağı olacak yunanistan, buraları gezeriz artık